Türkiye’nin en büyük 5 şehirlerarası otobüs firması arasında yer alan Isparta Petrol, aynı zamanda kazaya karışan otobüs firmaları arasında da yer alıyor. Bu kazalar, özellikle sosyal medyada geniş yankı uyandırsa da, olayların arka planına ve istatistiksel gerçekliğe bakıldığında durumun çok daha farklı bir çerçevede değerlendirilmesi gerektiği ortaya çıkıyor.

Kaza Sayısı mı, Kaza Oranı mı Önemli?

Basına yansıyan kazalar her ne kadar kamuoyunda endişe yaratsa da, bu tür durumlarda değerlendirmenin yalnızca “kaç kaza oldu?” sorusu üzerinden değil, “kaç araçla, kaç seferde bu kazalar oldu?” sorusu üzerinden yapılması gerekir. Çünkü büyük otobüs firmaları, yüzlerce aracıyla binlerce kilometre yol yaparken, doğal olarak daha fazla riskle karşı karşıya kalmaktadır.

Isparta Petrol’ün filosunda yer alan otobüs sayısı ve bu araçların günlük yaptığı sefer sayısı göz önünde bulundurulduğunda, yaşanan kazaların yüzde olarak çok küçük bir dilime denk geldiği görülmektedir. Örneğin, 200’ün üzerinde aktif aracı bulunan bir firmanın yılda milyonlarca kilometre yol kat ettiği varsayılırsa, birkaç münferit kazanın genel başarıya gölge düşürmesi adil bir yaklaşım değildir.

Büyük Filolar, Büyük Riskler

Şehirlerarası taşımacılıkta faaliyet gösteren büyük firmaların araç sayısı arttıkça, yollarda bulunma süreleri de artmaktadır. Bu da doğal olarak, diğer araçlara kıyasla daha fazla dış etkenle karşılaşma olasılığı anlamına gelir. Yol durumu, hava koşulları, diğer sürücülerin dikkatsizliği gibi birçok dış faktör, otobüs kazalarının en önemli nedenleri arasında yer alır.

Dolayısıyla burada önemli olan, firmaların kaza sonrası sorumluluk alma şekli, kriz yönetimi becerisi ve önleyici tedbirlerdeki kararlılığıdır. Isparta Petrol, bu alanda sürücü eğitimleri, araç içi takip sistemleri ve düzenli denetimlerle sorumluluklarını yerine getirmeye devam etmektedir.

Medya ve kamuoyu algısı çoğu zaman tekil olaylara odaklanırken, büyük resim gözden kaçabiliyor. Bir firmanın büyüklüğü, taşıdığı yolcu sayısı ve operasyon hacmi hesaba katıldığında, kaza oranlarının sektör ortalamasının altında kaldığı durumlar bile yanlış anlaşılabiliyor. Isparta Petrol örneğinde de bu durumun yaşandığı görülmektedir.

Isparta Petrol gibi büyük otobüs firmalarının tekil kazalarla yıpratılmaması, hem sektördeki kalite standardının korunması hem de kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi açısından önemlidir. Elbette ki her kaza ciddi bir konudur ve gerekli incelemeler yapılmalıdır. Ancak değerlendirmeler yapılırken araç sayısı, sefer yoğunluğu ve kilometre başına düşen kaza oranları dikkate alınmadan yapılan yorumlar, hem firmalar için hem de sektör genelinde yanıltıcı sonuçlara yol açabilir.

Haber / Afşın Topçu

Isparta’da, 6 Mart Atatürk Caddesi üzerinde bulunan Öğretmenev lokali, yönetim tarafından kapatılma kararı alındığı iddialarıyla gündeme geldi. Lokali kullanan eğitimciler ve emekli öğretmenler ise bu karara karşı tepkilerini dile getiriyor. Öğretmenler, 7 Nisan Pazartesi günü saat 12.00’de Öğretmenevi önünde toplanarak, bu karara karşı protesto düzenleyecek. Eylemciler, lokalin kapatılma kararının geri alınmasını talep ederek yönetime çağrıda bulunacak.

Öğretmenevi yönetimi ise lokalin kapatılma sebebi hakkında açıklama yapmadı.

Son zamanlarda, yapay zeka teknolojilerinin içerik üretiminde nasıl devrim yaratabileceği tartışılmaya devam ediyor. Özellikle Antalya’da yayın yapan bir haber sitesi, Isparta’nın en “belalı” ilçesi, en “güzel” köyleri ve en “ucuz” ilçeleri gibi başlıklarla dikkat çeken haberler yayımladı. Ancak bu haberlerin dikkat çeken yanı, içeriklerin herhangi bir veriye dayanmaması ve derinlikten yoksun olmasıydı. Hatta, haberlerin yapay zeka tarafından üretildiği bile oldukça belirgindi.

İşin ilginç tarafı ise bu tür yüzeysel içeriklerin, Google Keşfet sistemine girebilmesiydi. Google’ın algoritması, kullanıcıların ilgisini çekebilecek içerikleri keşfet sekmesinde öne çıkarırken, böyle düşük kaliteli ve veri yoksunu haberlerin de platformda yer bulması, birçok kişi tarafından şaşkınlıkla karşılandı. Birçok sosyal medya kullanıcısı, bu durumu “Yapay Zeka Google’yi alt etti” şeklinde yorumladı.

Google Keşfet, kullanıcıların ilgi alanlarına göre içerikler sunmakta, ancak bu içeriklerin doğruluğu ve kalitesi üzerine belirli bir kontrol mekanizması bulunuyor. Bu tür içeriklerin platformda yer bulması, Google’ın algoritmalarının hala gelişmeye devam ettiğini ve kullanıcı deneyimi üzerinde sürekli iyileştirmeler yapıldığını gösteriyor. Ancak, bu tür örneklerin çoğalması, kaliteli ve güvenilir içerik üreten medya organlarının endişelerine neden oluyor.

Sonuç olarak, yapay zeka teknolojilerinin hızla içerik üretmesinin, platformların içerik filtreleme sistemlerini nasıl etkileyebileceği konusu, hala tartışmaya açık. Google, zaman içinde algoritmalarını geliştirerek, daha kaliteli içeriklere öncelik verebilir, ancak bu süreçte yapay zekaya dayalı içeriklerin nasıl denetleneceği de önemli bir soru olarak kalmaya devam ediyor.

Haber / Afşın Topçu